Her seyahat şekli bir şekilde yaya altyapısını kullanır. Bireylerin fiziksel durumları ne kadar farklı olursa olsun aracını park ettikten, bisikletini kilitledikten, toplu taşımadan indikten sonra yaya olarak hareket eder. Kent donatıları, uygun konumlandırılmamış elektrik panoları, dik kullanışsız kaldırım rampaları, sabit olmayan dayanıksız zemin yüzeyler, yaya hareketine engel olacak zeminler, yanlış yerleştirilmiş direkler, çöp kutuları, levhalar ve bitki çeşitleri ile yaya yoğunluğunun hesaplanmamasından dolayı dar kaldırım geçişleri aynı zamanda bunlara benzer birçok engel oluşturucu mekanlar hayatları olumsuz etkilemektedir.
Evrensel tasarım kavramı, yapılı çevre hakkında yenilikçi bir düşünce biçimini temsil eder. Toplumdaki insan farklılığına değer vermek gerekir. Hepimiz binalarda yaşıyoruz, çalışıyoruz, sosyalleşiyoruz ve binalarda tüketiyoruz, büyük ihtimalle bu yazıyı bir bina içerisinde okuyorsunuz. Etrafınıza baktığınız ve düşündüğünüzde yapının herkes için erişilebilir ve kullanılabilir olmasını sağlamak için tasarımı ve yapımı sırasında hangi alanların kapsayıcı tasarım ile bütünleştiğini hatta nelerin yanlış uygulandığını görebilirsiniz.
PROHES Proje olarak giderek artan çeşitlilik gösteren nüfusun ihtiyaçlarına cevap verebilmek için mekanları ve donatıları daha kullanışlı daha erişilebilir ve daha sürdürülebilir projelerde çalışmak ile birlikte evrensel tasarım veya herkes için tasarım olarak adlandırılan kapsayıcı tasarım felsefemizdir. Araştırma, geliştirme, projelendirme, uygulama ve dönüşüm hizmetlerinin yanında eğitim etkinlikleriyle insan merkezli tasarım uygulamalarını paylaşmaktayız.
Dünya Sağlık Örgütünün DSÖ verilerine göre dünya nüfusunun 1 milyardan fazlasında çeşitli engellilik durumu bulunuyor ve her geçen yıl arttığına dikkat çekiyor. Engelli bireyler; sağlık, eğitim, istihdam, ulaşım, bilgi edinme ve sosyalleşme gibi hizmetlere erişimde ve ulaşımda çeşitli engellerle karşılaşmaktadırlar. Dünya genelinde engelli bireyler engelli olmayan bireylere kıyasla daha kötü sağlık durumuna daha düşük eğitim düzeyi ve daha az sosyal refaha sahiptir. (WHO)
Türkiye’de Ulusal Engelli Veri Tabanına göre nüfusun %13 ü yani 9 MİLYON engelli birey olduğu belirtiliyor. Türkiye’de 2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı “Engelliler Hakkında Kanuna göre ise engelli, “fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli düzeyde kayıplarından dolayı topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımını kısıtlayan tutum ve çevre koşullarından etkilenen birey” olarak tanımlanmıştır.
BM Birleşmiş Milletler Kalkınma programına göre engellilerin %80 i gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Birleşmiş Milletlere göre engelli kavramı, “diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin bir şekilde katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri içermektedir” olarak tanımlanmıştır. %50 si sağlık hizmetlerini karşılayamadığı öngörülüyor.100 MİLYON dan fazla engelli çocuk büyümekte…Dünya’daki çocukların %90 ından fazlası her gün zehirli hava solumaktadır.
Özürlü Nedir? Engelli Nedir?
Özürlü, doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle normal yaşamın gereklerine uyamama durumunda olup, bağımsız hareket edebilmesi için yapılarda ve açık alanlarda özel fiziksel ve teknik düzenlemelere gereksinim duyan kişidir.
“Özürlü; doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
Engelli, özürlülük ve engellilik arasında belirgin fark vardır. Engellilik, özründen dolayı yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel faktörler açısından kişinin toplumsal rollerini yerine getirmesinin kısıtlanması, yani engellenmesi durumudur. Özürlülük nedeniyle oluşan sınırlılıklar, sosyal yaşamı sınırlandığında, kişi yalnızca özürlü olmakla kalmaz, aynı zamanda “engelli” olur.
Hareket Kısıtlılığı, engelliler, geçici olarak engellilik yaşayanlar, yaşlılar, hamileler, bebek arabalılar, çocuklar, eşya ve yük taşıyanlar, iri ve şişman kişiler, çok uzun ve çok kısa boylu kişiler bu grupta yer almaktadır. Kişilerin hareket kısıtlılığı, bina ve yakın çevresinin de dâhil olduğu yapılı çevrede yapılan her tür erişilebilir düzenlemelerle ortadan kaldıracak ve bu grupta yer alan herkesin hareketliliğini mümkün, rahat ve daha kolay hale getirecektir.
Özür bedende ise engel mekandadır.
Etiketler